Okuldan arkadaslarima bir kere borek yaptip goturmustum. Hepsi bayilmisti.Bir tepsi boregi silip supurdu 6 kisi. Surekli yeniden yapmam icin baski yapiyorlardi. Hatta okul bitmesine ragmen arada soyle mesajlar aliyordum 'ne zaman borek yiyecegiz?
Buradaki en iyi arkadaslarimdan biri olan Sam'in ulkesi Kore'ye donusunden once evde bir 'turkish breakfast' bulusmasi yapmaya karar verdim. Fikra gibi bir Ispanyol, bir Japon bir Koreli bir de Turk ayni toplandik.
Tipik Turk kahvaltisi hazirlamak icin malzemelerim tam degildi tabi ki. Yine de cok eksigim yoktu. Sogus domates, zeytin (ambalajin uzerinde ispanyol zeytini yaziyordu ama nihayetinde Avrupa'dan iste), peynir (tulum peyniri degil maalesef), recel, Turk cayi, cemen... Cesidi artirmak icin peynirli pogaca ve kek de yaptim. Bir de menemene benzeyen bir omlet tarifim var, begenirler mi bilemedim ama yaptim.
En cok ragbeti omlet ve cemen gordu. Omletleri bitince, kibarligim geregi 'isterseniz bir tane daha omlet yapabilirim' dedim, tabi sozgelisi. Evet demesinler mi? Hepsi 'homestay' olarak birilerinin evinde kaliyor tabi, lezzetli bir sey gorunce dayanamadi garipler. Ikinci kez cemen tabagini doldurup omleti de yaptim.
Kahvalti bitince Turk lokumu esliginde Turk kahvesi de yapinca tum gelenekler yerine gelmis oldu. Bir tek kolonyo tutmadim:) Hatta yalandan kahve fali bile baktim, orda biraz sas olsular tabi:) 'Geriye tek bir unlu Turk gelenegi kaldi, o da hamam. Fakat onu yapacak yeterli ekipmanim yok' diyerek internetten bir kac fotograf gosterdim. Kopuk ve masaj olayi bayagi hoslarina gitti.
Su an fahri elcilik gorevimi basariyla tamamlamis olmanin hakli gurunu yasiyorum:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder