5 Temmuz 2011 Salı

sinif arkadaslarim

Her ne kadar simdiye kadar kendilerinden cok bahsetmesem de  bugun sizlere sinif arkadaslarimi tanistiracagim. Bir fotograf eklemeyecegim. Zaten bir kismi Koreli kalan kismi ise Meksikali. Genel fotografi gozunuzun onune getirebilirsiniz diye dusunuyorum:)

Iki sinifim var. Biri 09:00-12:00 arasi katildigim asil sinifim.
Ortmenimiz Jody: her pazar kiliseye giden, okul disinda kalan zamanlarini doga fotograflari cekerek degerlendiren, takribi 45-50 yaslarinda bir bayan. Hic evlenmemis. Tam bir George Coloney hastasi. Ogrencilerin verdigi George'a ait gazete kupurlerini kitaplarinin arasinda sakliyor. ( Ara not: Ne zaman bir unluyu cok begendigimizi soylesek annem cocukken, mahallerinde Ferdi Tayfur hastasi olan bir kizin, sonunda posterlerle konusan biri haline geldigini anlatir. Caydirici bir ornek degil mi? Jody'e de anlatmaliyim belki:)

Koreli sinif arkadaslarim (3 kisiler) genel olarak sempatikler.Yalniz sasirdiklari anlardan sonra cikardiklari 'oooooohhh' sesi beni benden aliyor. Her fotografta o minik parmaklariyla 'peace' isareti yapiyorlar. Telafuzlari genel olarak kotu, hemen hemen tum Asyalilar gibi. Bazen gozlerimi kapattigimda Cince/Japonca konusuyorlar saniyorum cunku ayni vurgulari Ingilizce'ye de uyguluyorlar. Yalniz gramerleri inanilmaz iyi. Bir sey anlatmak istediklerinde kurali ile birlikte acikliyorlar. Alkole dayanikli degiller (Genel olarak Asyalilar'da alkole alerji oluyormus) ne zaman birlikte disari ciksalar ertesi gun en az biri kursa gelemiyor. Bir de ne yiyorlarsa (S kokunun Kimchi'den -bir cesit tursuymus- kaynaklandigini soyluyor) otobusu, sinifi, SkyTrain'i cekilmez hale getiriyorlar.

Meksikali sinif arkadaslarim ise (8 kisiler) Ingilizce konusmaya cok fazla cabalamayip kelimeleri yazildigi gibi okuyorlar. Insana bildigini de unuttururular resmen. Konu ulkelerinden bahsetmeye geldiginde cok acik sozluler. 'Ulkemiz cok tehlikeli, ozellikle de turistler icin' diyebiliyorlar. Iclerinden biri otobuste kendisine silah cekilerek cuzdaninin calindigini, Mexico City'de gece 12'de sokakta olmanin olmeyi istemek anlamina geldigini anlatti. Bir gun de derste 'sex turizmi' konusu gecmisti ve ulkelerinde bazi kizlarin sadece bira karsiliginda turistlerle birlikte oldugunu anlattilar.

Conversation class'im 12:00-13:00'te.
Farkli siniflardan arkadaslarim da var. Onceki hayal ettiginiz fotografa bir Cek, 3 Brezilyali,1 Polonya ve 1 de Dominik Cumhuriyeti eklediniz mi yeni fotograf da olmus demektir:)

Ozellikle tanitmak istedigim bazi insanlar var;
Sam; her ogle arasinda mikrodalga firini sirasinda sohbet ettigim Koreli arkadasim. Cok iyi konusamiyor ama Turk oldugumu ogrendigimde 'kardes ulke' diyebildi:) Her gordugu yerde selam verdiginden ve pek kimseyle konusmadigimdan en sik gorustugum arkadasim diyebilirim:) Bazi Koreliler gayet duzgun giyinirken -hatta modaya uyduklari da soylenebilir- Sam gibi pek de dikkat etmeyip dibi gelmis turuncu saclariyla gezenler de var:)

Diobly; Dominik Cumhuriyeti'nden gelen bu kizin dedesi Turkiye dogumluymus. 'Hangi sehir, hic Turkce kelime biliyor musun?' filan diye sordum ama 'hic bir fikrim yok' dedi. Soyadlari 'avde'ymis. Ben de 'bas harfi e olsa anlamli bir kelime olur' diyrek anlamini aciklamaya basladim. Pek bi manasiz geldi tabi. Avda olarak anlatsam daha mi anlamli mantikli olurdu acaba:)

Annal; Misirli yedek ortmen. Adimi soyledigimde 'Turk musun' dedi direkt. Babasi Turkiye dogumluymus ve bir halasi benimle ayni isme sahipmis. Yaygin olmayan bir isimle ulkemden bu kadar uzakta ikidir karsilasiyor olmam ne garip.

Ramses; Meksikali bu cocuk sinifta ilk kez adini soylediginde sasirmistim. Yuz ifademi goren Jody 'Turkce'de de mi Ramses ismi var' dedi. Ben de 'hayir, tarihte unlu bir kisi, sanirim Misir Krali'ydi' dedim. O gunden sonra cocugun adi 'King' olarak kaldi:) (Firavunun Ingilizcesini bilmiyordum ne yapabilirim) Garip biri, konu 'ulkenizde gezilecek en guzel yer' iken Cartel isimli uyusturucu saticisinin boyundurugu altinda olan bolgelerden, insanlari nasil oldurdugunden, bu adamin dunyanin en guclu 10 insani arasinda gosterildiginden filan bahsediyor.

Son olarak Asyalilarla ilgili bir detay, isimlerinin yazilmasi ve okunmasi zor oldugu icin kendilerine Ingilizce isimler seciyorlar. Sam, Martin, Stella (her hafta ismi degisiyor en son Stella'ydi diye hatirliyorum), June, Steve (Steve Job gibi olmak istedigi icin secmis) hatirlayabildiklerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder