Okulda 70 milletten ogrenci var. Fakat cogunlugu Meksikalilar, Koreliler, Cinliler ve Japonyalilar olusturuyor.
Ulkelere gore spesifik ozellikleri de taniyabiliyorsun boylece. Mesela Koreliler daha cekingen ve sakin dururken Meksikalilar her dakika yuksek sesle konusuyor ve surekli bir seylere guluyorlar. Amaclari Ingilizce ogrenmek olmasina ragmen her yerde kendi dillerini konusan birileri bulunabildigi icin surekli Ispanyolca kelimeler duyabiliyorsunuz. Henuz cok fazla sey ogrenemedim, cok da hevesli degilim aslinda ama Turkiye'ye donene kadar hayat kurtaracak bir kac Ispanyolca cumle ogrenmis olurum diye dusunuyorum.
Farkli kulturlerden farkli insanlarla tanisinca komik seyler yasiyorum/ ogreniyorum;
--Gecen gun tanistigim Ispanyol bir cocuk bana 'Polonyali misin' dedi. 'Hayir Turk'um' diyince 'beyaz tenli oldugun icin Polonyali sandim. Turkler de beyaz tenli olabiliyor mu?' diyip, 'hayatinda hic Turk gordun mu?' sorusuna da 'hayir' yaniti verince kafadan catlak biriyle muhatap oldugumu anladim. Bugun gunaydin dedikten sonra 'Polonyalilar'a inanilmaz benziyorsun' diye eklemeyi atlamadi.
--Koreli sinif arkadaslarimdan biri de beni ilk gordunde Italyan sandigini soylemisti.
--Ulkeler arasinda onemli bir aksan farki var tabi. Ozellikle ana dili Ispanyolca olanlar konusurken, bir an gozlerimi kapattigimda sanki Ingilizce degil de Ispanyolca konusuyormus gibi hissediyorum. Aksan farkliliklarina alismak guzel tabi de anlamamak sorun yaratabiliyor bazen.
--Her ulkenin soyleyemedigi bazi sesler var. Ornegin Koreliler 'f' ve 'w' sesini cikaramiyor. Apter (after) ya da eppiciant (efficiant) ornekler. Ispanyolca konusanlarda durum daha da vahim. Bir cok ses cikamiyor maalesef. Bazi kelimeleri Turkce gibi okuyorlar. Mesela 'social' kelimesini 'sosyal' gibi soyluyorlar. Bir de her kelimeden sonra 'aaa' deniliyor, ek gibi. Turklerin telafuzlarinin cok iyi oldugunu dusunurdum ama bizim de 'w' harfini 'b' gibi seslendirdigimizi soyluyorlar. Burdaki bir Turk arkadasimi bu konuda hocasi uyarmis. 'Onceleri inanmadim, fakat bir gun market gorevlisi wet towel dedigimde -what is bed tobel?- diye sorunca problemimle yuzlestim' dedi.
--Topkapi Sarayi'nda eskiden bir hayvanat bahcesi oldugunu ogrenmek icin buralara gelmem gerekiyormus. Kitapta yer alan bir okuma parcasinda bu bilgiye rastlayinca sasirdim acikcasi. Sonrasinda, sarayda zurafa ve bir takim hayvanlarin beslendigini ama bunlarin sadece hediyeden ibaret oldugunu okudugumu hatirladim. Demek ki hayvanat bahcesi olarak da isimlendirilmis.(internette de bu bilgiyi destekleyen icerikler var.)
--Sadece universite ders kitaplarinda okudugum 'kupon indirimi' Turkiye'de ise yaramayan bir yontem olarak kodlaniyordu. Vancouver'da ise gazeteler bir kac sayfasini marketlerin indirim- kupon haberlerine ayirmis durumda ve insanlar bu sayfalari takip ediyor.Marketlerin girisindeki panodan alisveris listenize uygun kuponlari alip iceri girebiliyorsunuz. Sadece yeni cikan ya da son kullanma tarihi yaklasmis urunler icin degil temel besin maddelerinde de indirim kuponlari bulunabiliyor. Magazaya her gidisimizde giriste insanlarin bu panoyu oncelediklerini ve ellerinde gazetelerle markete geldiklerini gordum. S ile de bir kac kez kullandik.Ve sadece yaslilarin ilgi gosterdigi bir uygulama da degil.
Bir adim daha giderek kupon kitaplari hazirlanmis. Bizim de var arada bakiyorum, cok eglenceli. Diyelim ki aksam yemege gitmek istiyorsunuz, restoranlar sayfalarini karistirip hem farkli yerleri taniyabiliyor hem de indirim kuponu yirtip alarak indirim yapilmasini sagliyorsunuz. Muzeler ya da kuaforler icin de ozel sayfalar var. Harika degil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder